20 Ocak 2016 Çarşamba

Keyifle kitap okuyan kitap kurtlarına :)

Okuduğum kitap kadar, kitabı okuduğum ortamın düzeni, aydınlığı, sesi de hikayenin içine girebilmemde etkilidir. Mesela salonda elimde kahvemle saatlerce okuyabileceğim bir kitabı, akşam yatağıma girdiğimde anca 2 sayfa okuyabilip uyuyakalıyorum hemen :) Bu nedenle ben daha çok gün ışığında kitap okumayı sevenlerdenim. Emeklilik hayalim elimde kahve ve yanımda kitaplardan oluşmuş rengarenk bir sıra dağ mesela :)
Tabii bu dönem için bir de evrene mesaj göndermeyi ihmal etmiyorum. Elimde kahve ile okunacak kitaplar neden aşağıdaki görsellerdeki gibi cam önünde yeşile, doğaya, mutluluğa bakarak okunmasın ki... Eee ben isteyeyim de, sıra evrende :)





13 Ocak 2016 Çarşamba

GÜL'DANEM gideli kocaman 1 yıl oldu...

İlk kızıma hamile kaldığımda hemen isim arayışına düştük tabii ki her anne baba gibi ve ismini Nil olarak belirlerken ikinci ismini babamız kendi babaannesinin adı olarak belirlemişti. İkinci hamileliğimde ise yine bir kız geleceğini öğrendiğimizde ailemize ilk istediğim şey kocişten ikinci isminin anneannemin adı Güldane olması idi (ki resmi kayıtlarda adı Gülsüme'dir ama o bizim hep Gül'danemiz)...
Doğumdan önce anneannemi son ziyaretimde bir kızım daha oluyor anneannem adı da seninle aynı olacak demiştim, o da bana yarım yamalak gülümsemişti. Son zamanlarda yaşadığı zihin bulanıklığı ile bir gittiğimde beni hatırlıyor bir gittiğimde hatırlamıyordu. Nil'i görüp bu kimin kızı diye sorduğu çok olmuştu mesela :(
Meğer o gün anneannemi hayatımda son görüşümmüş. Doğumun ardından ben daha lohusayken geldi anneannemin vefat haberi, önce söylemek istememişler bana hissetmez mi bunu benim yüreğim, kahrolmaz mı düşen ateşle... Sonra koşup gitmek istedim ona son bir kez de olsa koklamaya, izin vermediler, lohusasın sütün kesilir daha çok üzme kendini dediler ve gidemedim. Neyse ki cenaze için beni evde tutamayacaklarını anlamışlardı, onu son kez görememiş ama son yolculuğu için ön saflardaki yerimi almıştım.
Geçen sene bu zamanlardı Güldanemi kaybedişim. Adını verdiğim halde Güldane İpek'imi bir kez bile dünya gözüyle ona gösterememiş olmak içimde hep kanayan yara... Hurafe mi demeli başka birşey mi bilmiyorum ama beni 40 ın içinde lohusa dışarı çıkmaz, ölünün yanına gitmez düşünceleri bitirdi... Kızımı anneanneme gösterememe, onu son bir kez görememe acısıyla aşan taşan sütüm 2. ayımızda aniden bitti. Anneannemi görememiş yine de sütümden olmuştum... Bugün benzer durumdaki tüm arkadaşlarıma gidin, şu hayatta içinizde kalmadan herşeyi yapın ona buna kulak asmayın diyorum, çünkü ne olursa olsun yaşanmışlıklar ne kadar güzel olursa olsun, gidenin ardından hep bir keşkeler hep bir pişmanlıklar kalıyor yanımıza...


Anneannem benim
Çocukluğum, en güzel anılarım...
18 ay sonra doğan kardeşimle bunalan annemi beni yanına alarak rahatlamaya çalışanım
her haftasonu bana yeni bir pijama diken, geceleri terlemeyeyim diye saçımı en tepeden toplayanım
mantı açan, ıspıt kavuran, karnabahar çorbasını dünyada en güzel yapanım benim
Nil'ime boncuk gözlerini İpek'ime güzel adını verenim benim...
Seni çok özlüyorum...

8 Ocak 2016 Cuma

Film Önerisi: NADİDE HAYAT



Neredeyse bir yılı geçmiş kocişle sinemaya gitmeyeli son zamanlarda Nil için sıklıkla gördüğüm animasyon filmlerinden sonra Çağan Irmak imzalı NADİDE HAYAT'a deyim yerindeyse koşarak gittim :)
Başrollerinde Demet Akbağ ve Yetkin Dikinciler'in oynadığı filmde, Nadide eşinin ölümünden sonra büyük bir boşluğa düşmüş ve bu boşluğu spor, koro, el sanatları gibi kurslarla doldurmaya çalışmış fakat başarılı olamamıştır. Bir gün gazetede gördüğü ilanla ise tüm hayatı adeta baştan yaratılmış zamanında evliliği tercih ederek yarıda bıraktığı üniversite hayatına dönme şansını yakalamıştır ki olaylar silsilesi de bundan sonra başlamıştır :)
Usta oyunculuklar, keyifli bir konu ve görsel zenginlikler ile bazen gözümde yaş çoğu zamanda dudaklarımda kocaman gülümsemeler ile izlediğim filmi görmenizi tavsiye ederim.
Acaba bizler de seçimlerimizle aslında hayatımızın ne şanslarına veya şansızlıklarına sırtımızı dönüyoruz kimbilir, umarım hayat hepimize güzel günler gösterir ve hayal ettiklerimizi gerçekleştirme ve yarım bıraktıklarımızı tamamlama şansı verir ve tabii ki AŞK hiç bitmez :)
İyi seyirler...

7 Ocak 2016 Perşembe

Güle güle 2015, Hoşgelesin 2016...

Tam 1 sene olmuş bloga yazı yazmayalı, eskisi gibi dostların sayfalarını ziyaret edip okumayalı...
Kendi adıma üniversitedeki düzenli işimden ayrılmam bu kopuşun en büyük nedeni aslında çünkü sabah daha yolda düşünürdüm içimden taşan paylaşmak istediklerimi hemen yazıya dökme ihtiyacını ve saat 09:00 da masamın başına kurulur kurulmaz başlardım klavyenin tuşlarına basmaya.. Şimdi bilgisayarım yine hep kucağımda ama hep yetiştirilmesi gereken işler ve artık bakılması gereken iki kızım var hayatımda. Yine de bunlar hep bahane biliyorum insan sevdiği şeye vakit ayırmayı bilmeli şu 3 günlük dünyada :)


Bu sene ilk defa yeni yıla girerken kendime yapılacaklar listesi hazırladım bu listenin en başına da bloguma geri dönmeyi ekledim, çünkü burası benim anılarım, günlüğüm, büyüme sancılarımı, telaşlarımı, mutluluklarımı, kaygılarımı paylaştığım hatıra defterim... Belki yine sık yazamam ama sen hep ol burada düşlerdenizim, düşlerimin, hayallerimin gerçek olduğu yerim...
Evet gelelim sebebi dönüşümüze yani 2015 yılının muhakemesini yapmaya...
2014 yılı tam bizlere veda ederken canımın bir diğer yarısı minik İpek'imizi kollarıma bıraktı büyük bir sevinç ve mutlulukla ama nereden bilecektim ki bu büyük mutluluğun 2015 yılının daha ilk günlerinde canımın parçası, çocukluğumun yarısı Canım Anneannemi aramızdan almasıyla büyük bir üzüntüye bırakacağını. İsmini İpek'ime göbek adı olarak koyduğum GÜLDANE'me İpek'imi bir kere bile gösterememenin acısı hala taptaze içimde ve sanırım hiç de geçmeyecek... Sonra 2015 yılında günler günleri kovaladı Haziran ayında doğup büyüdüğüm avrupa yakasını bırakıp anadolu yakasına taşındım ve çok şükür annem-ablam-kardeşimle dipdibe yeni bir yaşam kurdum. Tabii buarada Nil'imiz okul değiştirdi, onun büyüme sancıları, İpek'imin ilk senesi derken çok şükür genel anlamda sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl geçirdik...
Şimdi sana gelelim 2016 :)
Bu sene yine ilk istediğim şey sağlık, ardından yuvamda huzur, mutluluk, kızlarımın şen kahkahalarla büyüdüklerini de gösterirsen bana işte daha ne isterim bundan başka :)
Ama tabii biliyorsun ki bende hayaller, istekler bitmez, tükenmez gönlümden geçeni biliyorsun yeni yıl yeni bir heyecan getirsin hayatıma, kızlarıma daha güzel bir geleceğin kapılarını, bana da altın bileziğimi yeniden koluma takma imkanını sağlasın, sağlasın ki hayatıma giren Mutlu Masal Kahramanlarımın yanı sıra bende kızlarımın geleceği üzerinde kahraman olayım :)
Tüm insanlık, ülkem ve ailem için güzellikler getir 2016...
Hoşgeldin...