29 Ağustos 2011 Pazartesi

Doğum Hikayesi: RÜZGAR BeBeK

Bu güzel bayram haftasına Mutlu Masal'ımın doğumuna şahitlik ettiği lokum tadında bir minikle girmek istedim :)
Sevgili Rüzgar Bebek aslında planlı bir sezaryen bebeğiydi ama beni en plansız halimde İstanbul'dan 200 km uzakta yakaladı :) Ailesi kontrole gittiği sırada hemen ameliyat kararı alınan bu minik bebeğim neyseki doğumu için beni bekledi...
Her çekimime geç kalmak bir yana dursun oldukça erken giden ben bu defa bir miniği elde olmayan sebeplerle beklettim, öğle saatlerinde ameliyathaneye uğurlandığımız güzel anne ile birlikte ise işte bu lokum bebeğin doğumuna şahitlik ettim ve sonunda da Sevgili Selin ve Sevgili İnan çiftine iyi ki beni beklemişsiniz dedim :)













Sevgili Selin ve Sevgili İnan dünyaya getirdiğiniz minik oğlunuz ile sağlıklı ve mutlu bir ömür dilerken
hepimizin de SEVDİKLERİYLE BİRLİKTE ŞEKER TADINDA NİCE SAĞLIKLI VE MUTLU BAYRAMLAR geçirmesini dilerim :)
Yer: Çamlıca Medicana Hastanesi

...MUTLU BAYRAMLAR...

26 Ağustos 2011 Cuma

Didem'in 18. ve Sinem'in 20. yaş doğumgünü çekimi

Rengarenk cıvıl cıvıl iki güzel genç kız var bugün sayfamda...
Mutlu Masal'ım ilebiri 18. biri de 20. yaşgünlerini kutlayan Sevgili Didem ve Sevgili Sinem için yeşillikler içinde gerçekleştirdiğimiz fotoğraf çekiminde biz çok eğlendik, ara sıra Nil'imin de ablalarının kucaklarına atlayarak şenlendirdiği bu güzel günden renkli kareler karşınızda...
Mutlu yaşlara güzel kızlar :)







25 Ağustos 2011 Perşembe

Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî / Konya notları

Bu yaz Kayseri üzerinden Didim'e geçerken Mevlânâ'nın türbesini ziyaret edebilmek için Konya'ya da uğradık...
30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğan Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî vefatının üzerinden sekiz asır geçmiş olmasına rağmen hala fikir ve sözleri ile insanlara yol göstermeye Batı'da da pek çok kişiyi İslâm dini ile tanıştırmaya devam etmekte...



Konya'ya vardığımızda türbeyi gören güzel bir yerde sabah kahvaltımızı yaptık. İkram edilen çoğu yiyeceğin bereketin simgesi çörekotu ile süslendiği kahvaltıda su böreği ve ev yoğurdu enfesti :)





Türbe ziyaretimizin ardından alınan Mevlânâ'nın 7 öğüdü de evimizdeki en güzel köşeye yerleştirildi, tüm bu öğütleri hayatımıza tamamen uygulayabilme ümidiyle...
  • Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol
  • Şevkat ve merhamette güneş gibi ol
  • Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
  • Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
  • Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
  • Hoşgörürlükte deniz gibi ol
  • Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Yarın geç olmadan BABAM'a...


Herkesin annesi babası özeldir, herkes için dünyada kendisini en çok seven ailesidir ve tabii ki herkesin ailesini bir arada tutan koca çınarı babasıdır...
İşte benim babam da evimizin koca çınarı, bizi bir arada tutan sevgisiyle şımartanımız o bizim...
Çocukluğumun büyük bir çoğunluğunda yoğun çalışmasından dolayı sadece pazar günleri görebildiğim, birlikte ilk tatilimizi 15 yaşındayken yapabildiğim, yazlıkta gelişini heyecanla beklerken sitenin kapısında göründüğü anda ayaklarım popoma vura vura soluksuzca kavuşmak için çabaladığım, hastalandığımda annemin yüreğinin dayanamadığı her anımda yanımda olan, annesini erken kaybetmiş olmanın verdiği sevme ve sevilme arzusuyla anneme hala aşık, 5 yaşında doğup büyüdüğü memleketinden ayrılarak çocuk yaşta başka bir ülkeye ve şartlara alışmaya çalışan, hayatını ailesine ve üç çocuğuna adayan koca çınarım babam...
Bu yaz başında ailemizin direğinin koca çınarımızın hassas yüreklimizin o illet hastalığa yakalandığını öğrenerek yıkıldık...
Nolduğunu anlayamadan birlikte geçirilecek tatil planları yaparken kendimizi birden hastane koridorunda dudaklarımızda dualarla babamızı ameliyattan çıkmasını beklerken bulduk... Parça alındı ve alınacak ilaçlarla tedavi süreci başladı, bütün yazımız hastane-ev arasından geçti, babamın en büyük destekçisi annem hep dimdikti... Geçtiğimiz hafta çok şükür ilaçlar bitti şimdi ekim ayında yapılacak ilk kontrolü bekliyoruz heyecanla ve umutla, o gün bizim için bayram olacak o illet hastalık evet bitmiş dediğinde ise doktor gözyaşlarımız bu kez büyük bir sevinç için akacak...
Mutlulukla hüznün, neşeyle kederin, doğumla ölümün kol kola gezdiği hani herşeyimizi ertelediğimiz anı kaçırdığımız bu dünya var ya işte bu dünyada çok da geç olmadan:

Babam,
Hakkı ödenmeyecek olan, ömrünü ailesine adayan, koca kazık olmuşken bile koruyucu ellerini üzerimden eksik etmeyen, başım nezaman sıkışsa içim nezaman daralsa yanımda biten, desteğiyle sevgisiyle beni hala büyütmeye devam eden babam
...SENİ ÇOK SEVİYORUM...

23 Ağustos 2011 Salı

Düğün Hikayesi: Ebru ve Yiğit (hazırlık)

Cuma günü kına gecesi çekimi ile haftayı kapattığımız güzel Ebru'nun düğün hazırlık çekimi ile bu yeni haftaya da kocaman bir merhaba :)
Günlerin hızla akıp geçtiği, yeni koşturmacalarımın hız kazandığı bu günlerde fotoğraf çekimi için Mutlu Masal'ım ile tanıştığım ve kaynaştığım bir sürü yeni arkadaşım oluyor. İşte Ebru da onlardan biri :) İçinin güzelliği yüzüne yansımış olan gelinimin bir otel odasında gerçekleştirdiğimiz düğüne hazırlık fotoğrafları ile sizleri başbaşa bırakırken hepimize sağlıklı ve mutlu bir hafta diliyorum :)








19 Ağustos 2011 Cuma

Bir kına gecesi: EBRU

Barbie Bebek gibi bir gelinle tanıştım mayıs ayında ve hem kına gecesini hem de düğün hazırlıklarını fotoğraflamak için fotoğrafçı-müşteriden ziyade arkadaş olduk :)
İçi dışı bir, oldukça neşeli gelinim Ebru ile Mutlu Masal'ım bir kahramanını daha hayalleri ile buluşturdu. Kına gecesinin tüm detayları en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş ve tüm hazırlıklar gelinin yakın arkadaşı http://zetuar.blogspot.com/ blogunun sempatik yazarı hamarat Tuba tarafından yapılmıştı :) Gelinimin kendi gibi güzel arkadaşları da kına gecesine özel tişörtleri ve gelin taçları ile geceye renk katmıştı :)
Bu haftayı Ebru'nun kına gecesi ile bitirirken hafta başında gelin hazırlıkları ile buluşmak üzere diyerek hepimize mutluluktan uçacağımız bir haftasonu diliyorum :)







18 Ağustos 2011 Perşembe

Ama herzaman güleryüzlü olamam ki :)

Dedim ya herzaman güleryüzlü olamam ki benim de mutsuz olduğum oluyor aslında mutsuzluk değil de istediğini elde edememe ve anne-babaya surat yapma hali...
Önce omzumu silkiyorum onlara, sonra sırtımı dönüyorum, bu halimi bile şirin bulan anne-babamın gülüşmelerinden sıkılınca da son olarak uyumuş numarası yapıyorum hem de kimi zaman bir sandalyenin tepesinde ama tamam kabul ediyorum ben de, ben böyle de çok şirinim :)))





17 Ağustos 2011 Çarşamba

Didim notları

Aydın'ın turistik bir ilçesi olan Didim doğuda Muğla il sınırı, Güllük Körfezi ve Akbük Koyu, batıda ve güneyde Ege Denizi, kuzeyde Bafa Gölü ve Menderes Nehri ile sınırlanmış bir yarımada şeklindedir.
İlk yerleşim izlerinin Neolitik Devre (M.Ö. 8000) kadar uzandığı Didim'de M.Ö. 16. yüzyılda Miken, Giritliler ve daha sonra da Aka kolonilerinin yaşadığı görülür. Persler, Romalılar ve Bizanslılardan sonra 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasından sonra ilk olarak Karia olarak anılan bu bölge de Türklerin eline geçmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında varlığını "yeronda - yoran" ismi ile sürdüren ilçe1955 depreminden sonra yeniden yapılaşarak "yenihisar" adını ve sonrasında da isim benzerliğine engel olmak için dünya üzerinde sadece bir yerde bulunan ve kök olarak DIDYMAION'dan gelen "DİDİM" ismini almıştır.
Ekonomisi tarıma ve turizme dayalı olan Didim geçmişte ev sahipliği yaptığı dönem eserleri ile de yaz aylarında gelen turistler ile ekonomi üzerinde olumlu etkiye sahiptir.
İşte biz de Didim'e kadar gidip bu eserleri ve Apollon Tapınağı'nı görmeden dönmedik :)







Didim ile ilgili daha fazla bilgi için wikipedia.org adresini inceleyebilirsiniz...