Bayram tatilimiz
Düsseldorf ve
Köln'ün ardından rüyalarımın şehri Paris ile devam etti. Paris, bu gezi turumuza sonradan eklendiğinden orada geçirdiğimiz zaman maalesef 21 saat ile sınırlı kaldı, sabah 10 gibi ulaştığımız Paris'ten ertesi sabah 7'de ayrıldık :) Bu sıkıştırılmış Paris turu ayaklarımızda yarattığı ağrı ile kendini tatilin son gününe kadar hissettirse de tüm yorgunluğa değdi :)
Dünyada anıtları, sanatsal ve kültürel yaşamı ile bilinen Paris, Sen Nehri üzerine kurulmul moda ve lüksün dünya başkentidir. "Işık Şehir" olarak da anılan Fransa'nın başkenti aynı zamanda dünyadaki önemli ekonomik-politik merkezler arasında yer almakta ve uluslararası taşımacılığın geçiş noktalarından birini oluşturmaktadır.
Paris turumuz tahmin edeceğiniz üzere Eiffel Kulesi ile başladı. 1887 ve 1889 yılları arasında Gustave Eiffel'in firması tarafından, Fransız Devrimi'nin 100. yıl kutlamaları çerçevesinde inşa edilen bu demir kule tüm dünyada Fransa'nın sembolüdür.
Paris'teki ikinci durağımız ise Charles de Gaulle Meydanı'nın ortasında, Şanzelize Caddenin batı kısmında yer alan ve boyu 45, eni 22, yüksekliği ise 49 metre olan Zafer Takı idi. Üzerinde Gidiş, Zafer, Direniş ve Barış'ı simgeleyen dört büyük heykel taşıyan bu anıt Napolyon Bonapart'ın, Austerlitz savaşında galip gelen fransız askerlerine seslenmesi ve evinize zafer taklarının altından geçerek döneceksiniz demesi üzerine 1806 yılında inşa edilmeye başlanmıştır. 1810 yılında ara verilen inşa çalışmaları 1832 yılında yeniden başlatılarak anıt 1836 yılında tamamlanmıştır.
Altında I. Dünya Savaşı'nda ölen Fransız askerler için meçhul Asker mezarı bulunan Zafer Takı'nın üzerinde yanan alev 1923 senesinden beri hiç sönmemiştir.
İşte bu da Zafer Takı'ndan Şanzelize girişi
Hızlı Paris turumuzda üçüncü durak Fransa'da bulunan ilk devlet müzesi olma ünvanını elinde bulunduran Lourve Müzesi oldu. Yedi bölümden meydana gelen ve resim, heykel, doğu sanatları, Mısır sanatları, Yunan sanatları, sanat eserleri, desen gibi dallara ayrılan kısımlardan oluşan müze ayrıca oldukça zengin bir içeriğe sahip Louvre Müze Okulu'nu da bünyesinde bulundurmaktadır. Leonardo Da Vinci'nin ünlü Mona Lisa eserine de ev sahipliği yapan bu büyük müzenin tamamını dolaşmak 28 gün sürmeymiş ki biz sıkıştırılmış Paris turumuzda maalesef hiç gezemedik :)
Sen Nehri üzerine kurulan şehir köprülerle birbirine bağlanmış ve bu köprüler altından geçerek yapılan kanal turuda şehrin bir simgesi olmuş :)
Paris'teki dördüncü durağımız da Notre Dam Katedrali oldu. Meryem Ana'ya ithafen isimlendirilen bu dünyaca ünlü katedral ilk gotik katedrallerden biridir. 19. yy başlarında Paris şehir planlamacıları tarafından bakımsızlığından dolayı yıktırılmak istenen katedrali ünlü Fransız yazar Victor Hugo'nun halkın ilgisini çekmek için yazdığı Notre Dame'ın Kamburu adlı romanını kurtamış ve roman sayesinde başlatılan kampanyalar ile katedral yenilenmiştir.
Paris'teki günümüzü ışıl ışıl Lafayette'de alışveriş yaparak ve Şanzelize'de kahve içerek tamamladık. Ayaklarımızın sızısı ile zor uyuduğumuz bu güzel günün ardından sabah yeniden kendimizi Amsterdam'a gitmek için hareket etmiş olan bir hızlı trende bulduk :)